25 Mart 2016 Cuma

SUYUN SIRRI


SU DEYİP GEÇMEMEK LAZIM 

İnsanoğlunun en vazgeçilmez ihtiyacı olan suyun içindeki SIR nedir ?
Su olmadan neden hayat olmaz ?
Suyun AKLI ve HİSSİ varmıdır ?
Bu sorulara siz ne dersiniz ? Gerçekten su insanların duygu ve düşüncelerini yansıtabilirmi ? Dünyada yapılan bir çok araştırma insanı hayrete düşürüyor.

      Japon bilim adamı Masaru Emoto’nun “Suyun Hafızası Var” başlıklı yazısı, dünyada oldukça yankı uyandırdı. Emoto’nun yaptığı araştırmalar, insanın titreşime dayalı olarak ürettiği enerjinin, düşüncenin, kelimelerin, fikir ve müziğin suyun moleküler yapısına tesir ettiğini ortaya koydu. Emoto, çeşitli deney şartlarına tabi tutulan su damlacıklarını dondurup karanlık alan mikroskobu altında fotoğraflarını çektiğinde, suyun kristalize şekillerinde insanı hayrete düşüren farklılıklar olduğunu tespit etti. Dondurulmadan önce su dolu şişenin üstüne yazı yazılmış veya sözler söylenmiştir. Daha sonra çekilen fotoğraflar incelendiğinde, suyun adeta şuurlu bir varlık gibi, söz ve yazıyla ifade edilen duygu ve düşüncelere cevap verdiği anlaşılmıştır. 
        Benzer bir başka deneyde, Japonya’da iki ilkokul öğrencisi, yan yana duran iki şişeye pişmiş pirinç koyup şişelerden birini “Teşekkür ederim!” diğerini “Seni aptal!” şeklinde etiketlemiştir. Bir ay sonra öğrenciler, “Teşekkür ederim!” yazılan pirincin renginin sarı ve kokusunun güzel olduğunu, “Seni aptal!” yazılan pirincin ise karardığını ve kötü kokulu bir hal aldığını görmüşlerdir. Bu deney dünyanın birçok yerinde değişik insanlar tarafından tekrarlandığında, benzer neticeler elde edilmiştir. 
        Bir başka araştırmada suya müzik dinletilmiş ve film gösterilmiştir; hislendirici olmayan gürültülü müzikler ile korku ve şiddet filmlerinin suya kötü tesir yaptığı, su kristallerinde şekil bozukluklarına sebep olduğu görülmüştür. 
        Suyun hafızasının olup olmadığı ayrı bir konudur. Ancak bütün bu deneylerde insanın akıl, şuur ve duygu sahibi olan ruhunun çevresiyle sürekli bir münasebet içerisinde olduğu, sadece canlı değil, cansız varlıklardan da şuurlu denebilecek cevaplar aldığı görülmektedir. Buna güzel bir örnek, “Beni hasta ediyorsun, seni öldüreceğim!” cümlesiyle hitap edilen suyun kristal yapısının düzensiz hale geldiği; “Teşekkür ederim!” şeklinde hitap edilen veya üzerine hayır dualar okunan su kristallerinin şeklinin ise, düzenli hale geldiği görülmüştür.
         Temiz akarsulardan ve kaynaklardan alınan su örnekleri çok güzel geometrik yapıda kristaller gösterirken, sanayi bölgelerinden ve yoğun yerleşim alanlarından gelen kirli ve toksik su örneklerinde şekil bozuklukları ve rastgele oluşmuş kristaller ortaya çıkmaktadır. Su borularında ve depolarda bekletilen su, damıtılmış olsa bile, benzer şekil bozuklukları göstermektedir.
         Çeşitli dokulara ve yaşa göre değişmekle birlikte vücut ağırlığımızın ortalama 

% 70’i sudur. Yani hücrelerimiz ve hücre içindeki mikro yapılar, adeta kendine özgü birer su okyanusu içinde yüzerler.
          Sonuç olarak iyi ve güzel sözler bir su damlasını bu kadar etkiliyorsa %70 su olan insanı nasıl etkiler siz düşünün .

En güzel günler sizlerin olsun. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder